Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malezya, Endonezya, Pakistan’ı kapsayan Asya turundan dönüş yolunda, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Erdoğan, özetle şunları söyledi:
ATEŞKES EMARESİ GÖREMEDİK: Gazze bizim yüreğimizde bir sızı. O yarayı kapatmak için canla başla çalışıyoruz. ‘Ateşkes yapıldı’ denilmesine rağmen ortada hala ateşkese dair bir emare göremiyoruz. Temennimiz, beklentimiz odur ki beşinci safhada hiç olmazsa bu ateşkes olması gerektiği gibi, sağlam bir şekilde sağlansın. ABD Başkanı Donald Trump’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 1,5 saatlik görüşmesinin neticesi ne olacak, bunu da özellikle bekliyoruz.
TRUMP’IN BARIŞ VAADİ: (Trump’ın Gazze’ye yönelik açıklamaları) ABD maalesef bölgemizle ilgili yanlış bir hesap yapıyor. Bu coğrafyanın tarihini, değerlerini, birikimini hiçe sayan bir yaklaşım içinde olmamak gerekir. Siyonistlerin yalanlarına, itibar edip bu coğrafyanın ayarlarıyla oynamak mevcut yaraları kanatmaktan başka işe yaramaz. Çatışmaları derinleştirir, kanı ve gözyaşını artırır. Trump’tan seçimden önce verdiği vaadi yerine getirmesini bekliyoruz. Yeni bir savaşı değil, barışı inşa edecek adımlar atmalıdır. Bu bölgede ‘ben yaptım oldu’ yaklaşımına yer yoktur.
GAZZE’DEN ÇIKARMA, KABUL EDİLEMEZ: Süreç ‘kıyamet kopsun’ gibi ifadelerle ve katil Netanyahu’nun hayallerini süsleyen, Gazzelilerin sürgün edilmesi gibi yanlış planlarla sağlıklı şekilde ilerleyemez. Gazze’den Filistin halkının çıkarılması kabul edilemez. Hiçbir Müslüman ülkenin kabul etmeyeceği bu plan Gazze ve Filistin halkının haklarını hiçe saymaktadır.
TEHCİR VAHŞET OLUR: (Tehcir zorlaması, bölgesel savaşa neden olur mu?) Tehciri kabul etmek mümkün değil. Bu tamamen bir vahşet olur. Bu saate kadar Hamas’ın verdiği sözlere sadık kalarak süreci ilerlettiğini net görüyoruz. Burada sözüne güvenilmeyen taraf İsrail yönetimidir. İsrail’in ateşkes anlaşmasından bu yana Gazze şeridinde düzenlediği saldırılarda 92 Filistinli hayatını kaybetti. Tüm bunlar İsrail yönetiminin ateşkesi kalıcı hale getirmek amacında olmadığını gösteriyor. Gazze’den gelen esir takası görüntüleri Hamas’ın psikolojik olarak güçlü olduğunu gösteriyor.
ŞARA’YA TAVRIMIZI İLETTİK: Suriye yönetiminin terör örgütleriyle mücadelede kararlı olduğunu, şimdiden birçok silahlı oluşumun kendilerini feshettiğini de görüyoruz. Terör örgütleri, Suriye’de kendilerine yer olmadığını anlamalılar. Bunun altını çiziyorum. Yoksa onlara bu gerçeği anlatmak için harekete geçmekten biz de çekinmeyiz. Ahmed Şara ile yapılan görüşmelerde Suriye’nin yeniden inşası ve ülkenin birliği için atılması gereken adımlar hakkında kapsamlı değerlendirme yaptık. Suriye’nin kuzeyinde ülkemiz için tehdit unsuru olan terör örgütlerine barınma imkanı, yaşama şansı vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Şara yönetimine de bu konuda net tavrımızı belli ettik.
TERÖRE KARŞI TAKVİM BELLİ: Suriye’nin terör örgütlerine karşı atacağı adımların neler olacağı ve nasıl bir takvim çerçevesinde ilerleyeceği belli. Görüşmemizde atılacak adımlar üzerine bilgi alışverişinde bulunduk, terör örgütlerine de en net şekilde uyarılarımızı yaptık. Ya bu sese kulak verecekler ya da bırakmadıkları silahlarla onları inlerine gömeceğiz. Terör örgütlerine karşı en küçük bir tahammülümüz yok. Meseleyi çözecek adımları atmaya başladığımızda kimsenin bizi oyalamasına, zaman kazanmaya çalışmasına da fırsat vermeyiz.
‘Hiçbir hoca takımı okumadan sahaya sürmez’
KONRGE VE KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ: Hiçbir hoca, takımı okumadan sahaya sürmez. Bizler de şu anda üzerinde çalışıyoruz. Bir taraftan ayın 23’ünde gerçekleştireceğimiz kongre için hazırlığımızı yapıyoruz. Orada da gerek ana kademeden, gerek kadınlardan, gerek gençlerden oluşan dinamik bir yapıyı kuracağız.
‘Siyasi yasak benim derdim değil’
YARGININ KONUSU: (Özel’in “İmamoğlu’na yasak gelirse bir sonraki seçim Erdoğan için referandum haline gelir” sözü) Kime ne tür bir siyasi yasak gelir veya gelmez bu benim derdim değil. Yargının konusudur. Tayyip Erdoğan, zaten belediye başkanı iken 10 ay cezaya çarptırılmış ve 4 ay 10 gün cezaevinde yatmış bir belediye başkanıdır. Sayın Genel Başkanın bunu örnek göstererek konuyu ifade etmesi doğru bir şey değil. Demek ki, bu işlerden hakikaten çırak çıkacak.
‘Birbirlerinin kuyusunu kazıyorlar’
HANÇER KİMİN ELİNDE? (CHP’de Cumhurbaşkanı adaylığı süreci) CHP’li belediye başkanları kendi aralarında şu anda savaşıyorlar. Biz işimize bakıyoruz. Meşhur hançer olayının hemen öncesinde CHP içinde kaynayan kazanı anlattığımızda bunlar, birlik içerisinde olduklarını söylemişlerdi. Sonra ne oldu? Gizli zoom zirvelerinde Sayın Kılıçdaroğlu’nun sırtına hançeri kim saplayacak, onun planlarını yaptılar. Ülkenin Cumhurbaşkanı olmasını istedikleri kişiyi, birkaç ay içinde yetersiz dahi ilan ettiler. Şimdi hançer kimin elinde ve kimin sırtına saplanacak doğrusu bunu da bilmiyoruz. Bu onların sorunu. Bunların dertleri hiçbir zaman millete hizmet olmadığı için, hep birbirlerinin kuyusunu kazmakla meşguller.
SEÇİM GÜNDEMDE YOK: Ana muhalefetin masa kurmaya ne kadar meraklı olduğunu geçen seçimlerde gördük. Şimdi de belediye başkanlarıyla kendi içlerinde üçlü masa kurdular. Öyle anlaşılıyor ki masada bu üç kişi de birbirini yemeye başladı. Vatandaşım, bu kişilerin yönettiği belediyelerin durumuna bakarak Türkiye’yi yönetemeyecekleri kararını süratle verecektir. Bizim seçim diye bir gündemimiz, derdimiz yok.
‘Üç maymunu oynuyorlar’
HERKES NELER YAŞANDIĞINI BİLİYOR: (CHP Kurultayında şaibe iddiası) Bunlar bizim sorunumuz değil. Meseleye dahil olan herkes CHP kurultayında neler yaşandığını biliyor. Ama ‘görmedim, duymadım, bilmiyorum’ diyerek üç maymunu oynuyorlar. Halbuki gördüler, duydular, yaşadılar, biliyorlar. Görüyorsunuz Kılıçdaroğlu da ‘şaibe yoktur’ diyemiyor. Mevcut CHP yönetiminin açıklama yapması gerektiğini söylüyor. CHP yönetimi ise iplikleri pazara çıkmasın diye konuya hiç temas etmiyor. Bakalım oradaki kötü kokular nasıl bir çukurdan geliyor?
More Stories
Vakıf Akademisinin “Vakıf Bilinci” projesi geleceğe ışık tutuyor
Karabük’te Otomobil Şarampole Devrildi: Sürücü Hayatını Kaybetti
İzmir’de Tefecilere Operasyon: 12 Şüpheli Tutuklandı