Otuz yıl önce, Almanya’daki bir botanikçi odunsu bitkilerin iç işleyişini, onları parçalara ayırmadan görmek istedi. Siegfried Fink, bitki hücrelerindeki pigmentleri beyazlatarak şeffaf ahşap oluşturmayı başardı ve tekniğini bir ahşap teknolojisi dergisinde yayınladı. 1992’den beri ilk kez Lars Berglund bu konuya merak saldı çünkü şeffaf plastiğe daha sağlam bir alternatif yaratmakla ilgileniyordu.
Şeffaf ahşap ne işe yarar ve nasıl üretilir?
Yıllar süren deneylerden sonra artık araştırmalar meyve vermeye başlıyor. Şeffaf ahşap yakında akıllı telefonlar için süper güçlü ekranlarda kullanım alanı bulabilir; yumuşak, parlak aydınlatma armatürlerinde; ve hatta renk değiştiren pencereler gibi yapısal özelliklere katkı olarak kullanılabilir.
Çin’deki Nanjing Ormancılık Üniversitesi’nde Berglund’un laboratuvarında yüksek lisans öğrencisi olarak çalışan ahşap nanoteknoloji uzmanı Qiliang Fu, “Bu malzemenin umut verici bir geleceğe sahip olduğuna gerçekten inanıyorum” diyor.
Ahşap, tutkalla birbirine bağlanmış sıkı bir kamış demetine benzeyen sayısız küçük dikey kanaldan oluşur. Bu tüp şeklindeki hücreler, suyu ve besin maddelerini ağaç boyunca taşır ve ağaç hasat edildiğinde ve nem buharlaştığında, geride hava boşlukları kalır.
Şeffaf ahşap oluşturmak için, bilim adamlarının öncelikle hücre demetlerini bir arada tutan ve gövdelere ve dallara topraksı kahverengi tonlarının çoğunu sağlayan, lignin adı verilen yapıştırıcıyı değiştirmeleri veya bundan kurtulmaları gerekiyor. Ligninin rengi beyazlatıldıktan veya başka bir şekilde çıkarıldıktan sonra, içi boş hücrelerden oluşan süt beyazı bir iskelet kalır.
Bu iskelet hala opaktır, çünkü hücre duvarları ışığı hücre ceplerindeki havadan farklı bir derecede büker; bu değere kırılma indisi adı verilir. Hava ceplerinin, ışığı hücre duvarlarına benzer derecede büken epoksi reçine gibi bir maddeyle doldurulması ahşabı şeffaf hale getirir.
2023 Yıllık Malzeme Araştırması İncelemesinde şeffaf ahşabın özelliklerini vurgulayan Hu, “Sonuçlar muhteşem; bir tahta parçası cam kadar güçlü olabiliyor” dedi. Peki siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşabilirsiniz.