Enerjide Dijitalleşme Derneği (EDİDER) Başkanı Elif Düşmez Tek, dijitalleşme uygulamaları olmadan geleceğin enerji şebekesini yönetmenin mümkün olmayacağını belirtti.
Yeşil enerji pazarının geleceği, Türkiye ve dünyadaki enerji görünümü ile gelişmelerinin ele alındığı “Yeşil Enerji Zirvesi”, ATP GreenX ve EDİDER işbirliği, Enerji Ticareti Derneği (ETD) katkılarıyla İstanbul’da gerçekleştirildi.
Tek, yenilenebilir enerjideki artışın arz tarafını, elektrifikasyonun ise talep tarafını dönüştürürken, şebekeyi de değişime uğrattığını söyledi.
Dağıtık enerji ile birlikte üretim noktalarının, elektrifikasyon ile birlikte de tüketim noktalarının arttığını, böylece üretim ve tüketimin iç içe geçtiğini ifade eden Tek, “Örneğin, çatı üstü güneş paneliniz, elektrikli aracınız var. Bu size üretim, tüketim, şebekeye verme veya depolama gibi kararları alma imkanı sağlıyor. Bu ise sistemi daha kompleks bir hale getiriyor. Dolayısıyla, dijitalleşme uygulamaları olmadan geleceğin enerji şebekesini yönetmek mümkün olmayacak.” diye konuştu.
Tek, yenilenebilir enerjinin sisteme entegre olmasının anlık, günlük ve mevsimsel olarak yük değişimlerini de beraberinde getirdiğini kaydederek, “Yük değişimlerini doğru yönetebilmek lazım. Bu, gerekli teknolojik çözümlerin, esneklik çözümlerinin de hayata girmesi demek. Tüm bunların işlerlik kazanabilmesi arka tarafta doğru dijital sistemlerin olması ile mümkün olabilecek. Geleceğin elektrik şebekesinin işletilmesi ancak yapay zekanın da katkısıyla mümkün olabilecek.” ifadelerini kullandı.
Üretim kaynaklarının kesintili hale gelmesinin, arz tarafının kontrolünü zorlaştırdığını belirten Tek, “Sistem hassas ve bu hassasiyetten dolayı sürekli izlememiz, takip etmemiz gerekiyor. Yani bu noktada izleme sistemleri önemli oluyor ve bir sonraki adımı atarken bu öngörülerimize göre hareket edebilmemiz gerekiyor. Dijitalleşme bize bunları sağlayacak.” değerlendirmesinde bulundu.
“Sürdürülebilirlik için gerçekleştirilebilir ve takip edilebilir projelere ihtiyaç var”
ATA Holding Başkanı Korhan Kurdoğlu, dünya genelinde sürdürülebilirlik kavramının öneminin her geçen gün daha da arttığını söyledi.
Ortak bir hedef haline gelen sürdürülebilirliğin, çevreye duyarlı bir büyüme için büyük bir fırsat olduğunu ifade eden Kurdoğlu, “Bu bir vizyon meselesi olduğu kadar, ayakları yere basan, gerçekleştirilebilir ve takip edilebilir projelere ihtiyaç duyan bir kavram. Özellikle son yıllarda giderek daha sıklıkla yaşadığımız doğal afetler ve iklim değişikliği kaynaklı su baskınları ya da kuraklık gibi sert koşullar, bize elimizi çabuk tutmamız gerektiğini hissettiriyor.” diye konuştu.
Kurdoğlu, bu noktada deneyim ve önerilerin paylaşılmasının önemine değinerek, “Hayata geçmiş veya geçebilecek projelere odaklanmalıyız. Bu nedenle, GreenX platformu büyük anlam taşıyan bir proje konumundadır. Platform, enerji piyasalarındaki ana aktörleri bir araya getiriyor, sertifikaların şeffaf ve etkin bir şekilde alım ve satımına olanak sağlıyor.” dedi.
“Türkiye yeşil sertifika pazarında önemli bir konuma sahip olacak”
ATP GreenX İş Geliştirme Müdürü Tuğba Tanıl da yenilenebilir enerji ve karbon sertifikalarını alınıp satıldığı dijital bir pazar yeri olan ATP GreenX’i anlattı.
Tanıl, emisyon raporlama sürecinin başlamasıyla yeşil enerji ve yeşil sertifikaların şirketlerin ana hedefleri arasında yer aldığını söyledi.
Emisyon raporlamalarının ilk etapta demir-çelik, kağıt, gübre, hidrojen gibi belirli sektörlerle başladığını anımsatarak, “Asıl uygulama dönemine Ocak 2026 itibarıyla gireceğiz. 2030’a kadar tüm sektörlerin hedef ve stratejilerini hazır olacak şekilde kurgulamaları gerekiyor.” dedi.
Tanıl, çevresel ve ekonomik sürdürülebilirlik için fosil kaynakların yeşil enerji ile ikame edilmesi gerektiğini ifade etti.
Dünya genelinde, yenilenebilir enerji yatırımlarıyla birlikte tüketiminin de arttığına dikkati çeken Tanıl, “Dolayısıyla yalnızca yenilenebilir enerji kaynaklarından yapılan üretimle karbon nötr hedeflerine ulaşılması mümkün değil. Bu noktada, yenilenebilir enerji sertifikaları ve emisyon raporlamaları yol gösterici olacak.” diye konuştu.
Tanıl, yenilenebilir enerji sertifikasının şirketlere, fosil kaynaklar yerine temiz enerji kaynaklarıyla üretim ve tüketim gerçekleştirdiğini belgeme imkanı sağladığını dile getirdi.
Küresel yeşil sertifika pazarının büyük bir pazar olma yolunda ilerlediğini vurgulayan Tanıl, “Küresel yeşil sertifika pazarının 2030’da 111 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor.” dedi.
Tanıl, söz konusu pazarda Türkiye’nin önemli bir yere sahip olacağını, bunun için gerekli hazırlıkların yapılması gerektiğini belirterek, “Global piyasadaki büyümeye paralel bir oranda büyürsek yaklaşık 120 milyon dolarlık bir pazara sahip olacağız.” ifadesini kullandı.